MİLLİYET CADDE – 17 EYLÜL 2013 SALI  –  ALİCE

Nüfus, milli gelirden kişi başına düşen pay ve 2 milyar dolar civarında seyreden reklam pastasını dikkate aldığınızda Türkiye’ye bu kadar televizyon kanalı fazla…

Kanal D, NTV, Flash TV gibi birkaç kanalın kârda, diğerlerinin zararda olması da kanal sayısının fazlalığının göstergesi…
Peki bunca
televizyonun yayınını besleyecek kadar çok ve kaliteli program var mı Türkiye’de? Yok… Olsa bu kadar çok “tekrar” olmazdı herhalde?
“Tekrar”dan kastım sadece dizilerin tekrar tekrar gösterilmesi değil, ekrana veda eden projelerin ha bire “yeniden” çekilmesi. “Çalıkuşu”ndan “Çocuklar Duymasın”a kadar birçok dizi gibi “Komedi Dükkanı” gibi pek çok yapımın yeniden ekranlara dönmesinin sebebi ne?
Televizyon sektörünün iyi reyting elde edebilecek yeni şeyler üretmede yaşadığı sorun…
Yayınlandığı dönemde tutmuş ama sonra bir şekilde ekrana veda etmiş işlerin temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp seyircinin karşısına getirilmesinin sebepleri malum. Reyting getirebilecek güçte projeler üretemeyenlerin başvuracağı yöntem nedir?
Yayınlandığı dönemde tutmuş işleri, “Eskinin tadı başka” diye ekrana sürmek.
Yüzlerce televizyon yıldızının olduğu Türkiye, yolları ayrıldıktan sonra kavgaya “Her Şey Dahil” dercesine birbirleri hakkında neler söyledikleri hâlâ hafızalarda olan Çağla Şıkel’le Alişan’dan başka gündüz kuşağına ikili bulamıyorsa, yapımcılar ve kanallar, ha bire eski programlara “silbaştan” yapıyorsa, televizyon sektörünün yaşadığı sorunun derinliği apaçık ortada… “Yeni yayın dönemi”ni açan tematik kanalların çoğunda bir tane “yeni” ve “parlak” proje olmamasının sebebidir bu!

 

iNGiLiZ POLiSi, DIANA DOSYASINI AÇAR MI?

3,c=0,h=554.bild

İngiliz polisi, 1997’de sevgilisi Dodi El Fayed’le Paris’te geçirdiği trafik kazasında ölen Galler Prensesi Diana dosyasını yeniden açacakmış! Sebep? Diana’nın oğlu Prens William’a direksiyon dersi veren bir SAS komandosunun boşandığı eşi şöyle demiş çünkü: “Eski eşim, kazadan SAS komando birliğinden bir arkadaşının sorumlu olduğunu anlattı. SAS komandosu aldığı emir uyarınca motosikletiyle Diana’yı takip etmiş ve şoförün yüzüne lazer tutmuş. Geçici körlük yaşayan şoför direksiyon hakimiyetini kaybedip, son sürat duvara çarpmış.”
Gordon Thomas’ın ilk baskısını 1999’da yapan ve “MOSSAD Gizli Tarihi Gideon’un Casusları” adıyla Türkçe’ye de çevrilen kitabında yazıyor, o kazanın aslında nasıl meydana geldiğini, Diana ile sevgilisinin öldüğü gecenin sabahında Paris’ten kaç istihbaratçının ayrıldığını, bunlardan kaçının İngiliz ajanı olduğunu…
Şimdiye kadar defalarca yazdım, anlattım Diana’nın telefonlarını kimlerin dinlediğini, Prenses’e doktorundan gelen “Hamilesin” telefonunun kimleri harekete geçirdiğini Gordon Thomas’ın kitabında ayrıntılı olarak nasıl yazdığını…
Onlarca baskı yapan bu kitaptaki onca bilgiye rağmen harekete geçmeyen İngiliz polisi, bunun için mi yeniden başlatacakmış Diana soruşturmasını?
Güldürmeyin beni… İngiliz polisi bilmiyor mu, o kazanın ardından “günah keçisi” ilan edilen “paparazziler”i kazıyınca altından İngiliz ajanların çıkacağını?

GÜNÜN SÖZÜ
“Gidecek yeri yokken sana sığınan değil, gidecek yeri çokken yanında kalandır değerli olan.”