MİLLİYET CADDE  – 3 Temmuz 2012 Salı  ALİCE

Her sabah Milliyet, Hürriyet, Habertürk, Sabah, Vatan, Taraf ve Zaman alırım. Tatil yerlerinde yedi gazeteyi bulup almak dünyanın en zor işi. Sistem, gazeteleri sattırmak değil sattırmamak üzerine kurulu sanki.

Bu yıl ‘yaz tatili’ni Türkiye’de ‘sakin şehir’ unvanını ilk alan yer olan Seferihisar’da geçirmeye karar verdik.
Sığacık’taki Club Resort Atlantis’te ilk günün sabahında erkenden kalkıp gazete almaya gittim.
Yeri gelmişken altını çizmekte yarar görüyorum.
Her sabah Milliyet, Hürriyet, Habertürk, Sabah, Vatan, Taraf ve Zaman alırım.
Tatil yerlerinde yedi gazeteyi bulup almak dünyanın en zor işi.
Sistem, gazeteleri sattırmak değil de sattırmamak üzerine kurulu sanki.Ya bir dağıtım şirketinin getirdiği gazeteleri satanlarda diğer dağıtım şirketinin gazeteleri olmuyor ya da hepsini satan yerde bazı gazeteler nedense gelir gelmez bitmiş oluyor.
Sakin bir tatil için madem ‘sakin şehir’i tercih ettik, o halde sakin olmak ve bulduğun gazetelerle yetinip, otele dönmek gerek.
Öyle de yaptım.

AJDA PEKKAN’IN FİLM TÜRÜ LİTERATÜRDE YOK

Ajda Pekkan, beş gün beş gece evinde konuk ettiği Hürriyet’ten Hakan Gence’nin, “Hayat hikayeniz bir sinema filmi olsa türü ne olurdu?” sorusuna şu yanıtı vermiş:
“I’m Survivor.”
Söyleşiyi sürmanşetten anons eden Kelebek, Pekkan’ın İngilizce olarak verdiği yanıtın Türkçe karşılığının “Hayatta Kalan” olduğunu yazdı.
Ajda mı soruyu yanlış anladı yoksa film türlerine yenileri katıldı da ben mi atladım diye internette araştırma yaptım.
Wikipedia’dan bir sürü sinema sitesinden derlediğim film türleri şunlar:
Aksiyon, macera, animasyon, biyografi, otobiyografi, komedi, polisiye-suç, psikolojik, dram, belgesel, aile, fantastik,  savaş-tarih, müzik, müzikal, gizem, romantik komedi, romantik dram, bilim kurgu, kısa metraj, spor, gerilim, korku-gerilim, seks, porno, erotik, kovboy ve TV filmi.
‘I’m Survivor’ ya da ‘Hayatta Kalan’ diye bir tür bulamadım film literatüründe.
Ajda Pekkan, 70’li 80’li yıllarda Fransızca döktürürdü!
Türkiye’de Fransızca bilen insan sayısı parmakla gösterilecek kadar az olduğu için herkes söylediklerine Fransız kalıyordu.
Devir değişti.
Fransızca’dan İngilizce’ye geçiş yapan Ajda’nın yanıtıyla soru arasında kopukluk olsa da ‘Süperstar’ın kredisi çok bizde.
Çünkü başka Ajda yok Türkiye’de!

BİR ‘ŞEHİR EFSANESİ’NİN SONU!

Yıllardır bize ‘İşte devlet adamlığı budur’ denilerek hangi olay örnek gösterildi?
“Hasan Ali Yücel, Milli Eğitim Bakanı’yken o dönem başarılı bir     öğrenci, sonradan Türkiye’nin önemli şairlerinden biri olan Can Yücel, yurt dışında devlet bursu kazanmış. Hem de torpille değil, bileğinin hakkıyla. Ama Hasan Ali Yücel, oğlu Can Yücel yerine Gazi     Yaşargil’i gönderdi yurt dışına.”
Düne kadar bildiğimiz buydu.
Ama dün bir ‘şehir efsanesi’ daha tarih oldu.
Arkadaşımız Gökhan Karakaş’ın yaptığı haberde Prof. Dr. Gazi Yaşargil, nasıl anlattı olayın aslını:
“Can Yücel yerine bana burs verildiği çok söyleniyor. Doğru değil bu. Ne bana burs verildi ne de Can’a.
Hasan Ali Yücel 1943’te yanıma gelerek bana ‘Gazi Bey, Can bana söyledi. Viyana’ya gitmeye karar vermişsiniz. Ben de Can’ı İngiltere’ye göndereceğim. Lütfen onu ikna edin’ dedi. Ben de ikna ettim, yol gösterdim sadece. Ama ikimize de burs verilmedi. İkimiz de ailelerimizin imkanlarıyla yurt dışına çıktık.”

KİM, KİME ÇALIM ATTI?

İbrahim Yattara, Trabzonspor’da oynadığı dönemde keyif alarak izlediğim bir futbolcuydu.
Gidişine üzülmüştüm, o yüzden yeniden Türkiye’de top koşturacak olmasına sevindim.
Yattara’nın adı önce Mersin İdmanyurdu’yla anıldı, sonra Bursa’yla. Yattara’nın ya da menajerlerinin bu hamlesine fena halde bozulan Mersin İdmanyurdu Başkanı Ali Kahramanlı,  Anadolu Ajansı’na (AA) şöyle bir açıklama yapmıştı:
“Yattara’dan vazgeçtik. Yattara, bizimle görüştü ve hatta bize ‘Tamam’ da demişti. Arada menajerleri var. Onlar fiyat yükseltmeye çalışıyor. Biz de şartlarımızı sunmuştuk. Şu an itibariyle      Yattara’yla ilgili transfer defterini kapattık.”
Bu açıklamanın üzerinden iki gün geçti ve Mersin İdmanyurdu, Yattara’yla bir yıllık anlaşma yaptı.
‘Dün dündür, bugün bugündür’ sadece siyasette geçerli bir slogan değilmiş demek ki!

GÜNÜN SÖZÜ

Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına değil, onuruna  bakın; duruyorsa yaşıyordur. (Che Guevara)