MİLLİYET CADDE – 24 Mayıs 2012 Perşembe  ALİCE

İvana Sert, sen aklını kendine sakla. Her şey  açık ve net ortada. Dalga geçilecek biri varsa, kusura bakma, ama o da sensin.  Al eline bir ayna ve dikkatlice bak ona. Başka başka konuşan ‘Yalan Dünya’nın İvana’ları çıkacaktır  karşına, korkma…

Bugün gazetesinden Okan Işık, ‘Yasaklı ürünlerin reklam yıldızları’ başlıklı yazımda adı geçen İvana  Sert’le konuşup, ‘İvana Sert: Evet bakıcımı öldürmek istedim’ başlıklı şöyle bir haber yaptı: “Reklamlarında oynadığı zayıflama haplarını oğlunun bakıcısına içirip test ettiğini açıklayan İvana Sert, ‘kobay’  iddialarıyla dalga geçti.
Sert, “Evet itiraf ediyorum, bakıcımı öldürmek istedim” dedi.
Reklam yıldızı olduğu hapların zararlı olduğunu bilmediğini ifade eden tasarımcı, “Ürün geldiğinde ben ‘Haydi dene’ demedim. Kendisi ne olduğunu biliyordu. Her kadın güzel olmak için her şeyi yapar” diye konuştu.
Bakıcısının bir hafta kullandığını vurgulayan sanatçı (Ne sanatçısıysa?), “Bir şey olsaydı tabii ki üzülür, vicdan azabı çekerdim. Kendisi de gayet sağlıklı. Başka yapacak haber yok mu?” diyerek yazılanlara sitem etti.”
Peki ben ne yazmışım bu  İvana Sert’le ilgili?


Bu sözler senin değil mi?
İvana Sert’in Habertürk’ten Tülay Şubatlı’ya yaptığı şu açıklamayı yorumlamışım:
“Ben bu ürünler yararlı ve yasal olarak satılıyor düşüncesiyle gelen teklifi kabul edip tanıtımında yer aldım. Böyle bir yasağı sizden (haberi yapan muhabiri kastediyor) duydum. Hemen avukatım devreye giriyor. Eğer öyle bir şey varsa durduruyoruz. Ben sağlıksız bulunan bir ürünü asla tanıtmam, böyle bir şeyin içinde asla yer almam. Oğlumun Sırp asıllı bakıcısı biraz şişmandı. Önce onun denemesini istemiştim. Kilo verdiğini görünce teklifi kabul ederek tanıtım filmlerinde oynamıştım. Şimdi gerekli yasal incelemeleri yapıp anlaşmamı gözden geçirerek yayını durduracağım.”
Cevap ver şimdi İvana, Tülay  Şubatlı’ya konuşurken mi yalan  söyledin yoksa Okan Işık’a açıklama  yaparken mi?
Yoksa onlar mı çarpıttı sözlerini?
Peki ben ne yapmışım?
Senin söylediklerinden yola çıkarak yaptığını tartışmaya açmak.
“Türkçeyi iyi bilmediğim için  sözlerim yanlış anlaşıldı” diye ‘çevir kazı yanmasın’ yapabilecek bir  durum da yok ortada.

Bizi bırak, aynaya bak!
Çünkü “Tülay Şubatlı’ya öyle bir açıklama yapmadım” ya da “Beni yanlış anladı” demiyorsun, topu bakıcıya atıp işin içinden sıyrılmaya çalışırken bir de “Başka yapılacak haber yok mu?” diye akıl veriyorsun bize.
Sen aklını kendine sakla.
Her şey açık ve net ortada.
Ortada dalga geçilecek biri varsa, kusura bakma, ama o da sensin.
Al eline bir ayna ve dikkatlice bak ona. Habertürk’e başka, Bugün’e başka konuşan ‘Yalan Dünya’nın İvana’ları çıkacaktır karşına, korkma.
“Bizımlasın” İvana!

HERKESİN HARCI DEĞİL SANATÇI MENAJERLİĞİ

Ailesi Can Bonomo’yu yarışmanın yapıldığı salonda değil, televizyondan izleyecekmiş.
Kimden bu bilgi?
Can Bonomo’nun menajeri Ece Çelebioğlu’ndan…
Şöyle yazmış Twitter’daki hesabında:


“Son dakika gülü. Can’ınkiler de dahil ailelerimizi yarışmayı izlemeye sokamıyoruz. Çünkü ‘birileri’nin misafirlerine gitti biletler. İşte o birilerinin eşleri, dostları var ya çok mühim, onlara gitmiş hepsi. O adamların emmisi girecek. Can’ın ailesi TV’den izleyecek.”
Gerçek böyleyse, yapanlar gerçekten ayıp etti.
Peki bu işte Can Bonomo’nun menajerinin ihmali yok mu?
Zamanında Bonomo’nun ailesinin geleceğini bildirdi de, sonuç alamadı mı, yoksa “Yarışmacının ailesi, hallederler nasılsa?” deyip, ‘son dakika’ya mı bıraktı bu işi?
Sanatçı menajerliği, sanatçı adına sürekli taleplerde bulunmak, yerine gelmeyince Twitter’da isyan bayrağı açmak mıdır yoksa çözümün parçası olmak mı?
Bakü’den televizyoncu bir arkadaşımı arayıp, konuyu sordum, bana şunları söyledi:
“Önceki Eurovision’larda yapılmayan bir uygulama var bu yıl Azerbaycan’da. Yarışmaya katılan her ülkeye 15’er protokol bileti ayrıldı. Ancak pasaport numarası, pasaportun geçerlilik süresi, doğum tarihi gibi bilgileri vermediğiniz sürece, alamıyorsunuz o bileti. Türk delegasyonu 30 kişi. Her ülke gibi Türkiye’ye de 15 kişilik yer ayrıldı. Can Bonomo’nun menajeri isim listesini ve istenen bilgileri zamanında vermeyip, son dakikaya bıraktığı için haliyle golü de son dakikada yedi.”
Yarışmadan sonra aynı menajer, “Can, ailesini salonda göremedi, o yüzden konsantre olamadı” derse hiç şaşırmam valla!

 

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlar, kaderleri yüzünden değil, seçimleri yüzünden mutsuz olurlar.