MİLLİYET – 17 ŞUBAT 2017 CUMARTESİ  –  ALİCE

Kapalı alanlardaki sigara yasağının kapsamı kısa bir süre önce çıkarılan kanunla daha da genişledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yeni uygulamayı şöyle özetledi:

“Lokanta, pastane, restoran gibi yerlerin önünde kapalı yerler yapılıyor, ‘Yanları açık’ denilerek sigara içilebiliyor. Üstü kapalı olan, tek bir tarafında bile duvar bulunan yerleri kapalı alan sayacağız. Materyalin ne olduğu önemli değil, cam dahi olsa burası da kapalı alan sayılacak.”

Bu yasaklara uyan var, uymayan var…

Özellikle de gece açık mekânlarda sigara yasağına uyulmadığına dair aleni şikâyetler var.

Demet Akalın, “Bu zıkkımı siz içecekseniz diye içmeyeni zehirleme hakkınız yok. Siz canınıza acımıyorsunuz, ama ben acıyorum. Artık sigara içilen kulüplerde uyarmadan sahneden ineceğim” diye yazdı.

Benzer bir çıkış Zeynep Mansur’dan geldi:

“İki haftadır gittiğim tüm restoranlar ve diğer mekânlarda sigara içiliyor. Bu yasak nereye gelmiş anlamıyorum. İçmeyene saygı yok.

Sigara içen daha çok saygı görüyor. Sizinle zehirlenmek zorunda mıyım? Asrın hastalığı kanser varken bu ne bencilliktir?”

Devlet her restoran, gece kulübü ve mekânın kapısına sigara yasağını denetleyecek birini koyamayacağına göre çözüm olarak ne kalıyor geriye?

Tiryakilerin, kanunlara uyması ve sigara içmeyenlerin “temiz hava” solumasına saygı duyması.

Maalesef yok bizde öyle bir dünya!

ADLİYEDEN KUYUSUNA TÜRKİYE’NİN İKİ YÜZÜ!

İstanbul Beykoz’a bağlı Dereseki köyünde düştüğü 61 metrelik kuyudan 13 gün sonra sağ salim kurtarılan yavru köpek, hepimizi mutlu etti…

“Kuyu” adı verilen üç aylık köpek yavrusunu kurtarmak için çaba gösteren herkesi kutluyorum.

Güzel ülkemin böylesine güzel bir yüzü de var, “Kuyu”nun kurtarıldığı gün Anadolu Adalet Sarayı’nda sergilenen eşyaların da ortaya koyduğu gibi çirkin yüzü de…

Bakar mısınız altı ay içinde X-ray cihazlarındaki kontrollerde, otoparka girişlerde otomobillerde yapılan aramalarda ele geçirilenler ve adli emanete bırakılıp sonra da unutulan eşyalara?

“Karaköy’de toptancı esnafıyım” diyen dükkân sahibinde bile yoktur yaklaşık 7 bin 500 malzeme.

Bıçak, odun, makas, şiş gibi suç aletlerinin yanı sıra cep telefonu görünümlü şok cihazı, granit spirali, kazma, kürek, balta, keser, çatal ve üzerlerinde “Haydar”, “Hay yemez”, “Ağrı kesici”, “Cennetten çıkma” gibi yazılar olan sopalar için Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun’un açıklaması şu:

“Bunların hepsi suç aleti değil, ama şurada gördüğünüz şişler tamamıyla suç işlemek veya birilerine zarar vermek için… Mesela sopalar muhtemelen bir kavga ve kargaşa anında kullanıp başkalarına zarar vermek maksadıyla bulundurulan aletler.”

Otomobillerinde bu suç aletleri ve sopalarla dolaşanlarla bir arada yaşıyoruz bu şehirde.

O yüzden sakın ola birkaç dakika sonra hayatınızdan çıkacak tanımadığınız insanlarla kapışmayın trafikte…

Kuyudan çıkan “Kuyu” gibi mutlu etmez sizi, trafikte kapıştığınızın otomobilinden çıkacak “Haydar”lar, “Ağrı kesici”ler ve bilumum aletler!

GÜNÜN SÖZÜ

Mutluluğun en büyük düşmanı düşünmektir. Çok düşünen insanlar, daha az mutlu olur. (Paietti)