MİLLİYET – 25 OCAK 2017 ÇARŞAMBA  –  ALİCE

Mahsun Kırmızıgül’ün bugün seyirciyle buluşacak son filmi “Vezir Parmağı”nın ilk gösterimi önceki gece İstinye Park’ta yapıldı…

Filmden önce bir konuya açıklık getireyim.

Müzik dünyasında emeklemeye başladığı günlerde tanıdığım Mahsun’a, sanat adına yaptığı her işte elimden geldiğince destek verdim.

Çocukluğunun geçtiği Diyarbakır Sur’da devlet PKK’ya karşı operasyon başlattığında Mahsun’un dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na hitaben attığı tweet’i yanlış buldum ve eleştirdim.

Buna rağmen “Vezir Parmağı”nın gösterimine niye gittim?

Mahsun, davet için aradığında Dominik’teydim. “Meslek hayatımın en sıkıntılı günlerini geçiriyorum. Beni ilk günden beri tanıyan biri olarak desteğine ihtiyacım var” diyen Mahsun’a sırt çeviremezdim.

Mahsun’la onca yıllık hukukum ve Altan Erkekli’den Talat Bulut’a, Gülben Ergen’den Ece Uslu’ya “Vezir Parmağı”nda rol alan onlarca oyuncunun emeğine saygının gereğini yaptım.

Nasıl ki dün, Ahmet Kaya’nın dünya görüşüyle aramda dünya kadar fark olmasına rağmen MGD gecesinde onu yuhalayan, çatal  kaşık atanlara demokrasi hatırlatması yaptıysam, bugünkü tavrım da o…

Söylemleri ya da yaptıkları yüzünden Mahsun’u eleştirmek, protesto etmek demokratik bir hak, ama “linç” değil.

Kanaatim o ki “Vezir Parmağı”, Mahsun’un attığı o tweet yüzünden diğer filmleri kadar gişe yapmayacak, o da bundan ders alacak.

Gelelim “Vezir Parmağı”nın nasıl bir film olduğuna:

Fragmanı hiç cezbetmemişti beni.

O yüzden beklediğimden komik buldum fantastik dönem komedisini.

Sinemacılığa soyununca şarkıcılığı bırakan Mahsun’un filmdeki müzik kullanımı da çok başarılı. Film sayesinde “Korkmirem Balam” ve “Tavuklarım Var” türküleri yeniden milyonların diline pelesenk olabilir.

DÜNYA BASIN ÖRGÜTLERİ TRUMP’I NİYE KINAMADI? 

ABD tarihinde medya ile bu denli aleni savaşan başka bir “Başkan” oldu mu bilmiyorum, ama olanı biteni ilgiyle takip ediyorum.

Trump ile ABD medyası arasındaki savaş nasıl başladı ve hangi noktaya geldi?

Takip edebildiğim kadarıyla Trump’un köprüleri attığı ilk medya kuruluşu Fox’tu…

Başkan adayı olarak katıldığı açık oturumda, kanalın spikeri Megyn Kelly’nin taraflı sorularına kızan Trump, Fox News’e bir daha çıkmama kararı aldı. Kızdığı spiker için Twitter’da, “Aptal sarışın” diye yazdı.

Başkan seçildikten sonra yaptığı ilk basın toplantısında Trump, BBC muhabirine soru izni vermedi, CNN muhabirine ise “Siz yalan haber yapan bir kurumsunuz. Size soru hakkı vermiyorum” diyerek tersledi.

Medyanın üst düzey yöneticileriyle bir araya geldiği toplantıda Hillary Clinton’ın “Haber ağı” olarak gördüğü CNN’in Başkanı Jeff Zucker’i fırçaladığı söylenen Trump, Başkan olduktan sonra Virginia’daki CIA merkezine yaptığı ziyarette ise hedef tahtasını genişletti:

“İlk durağımın burası olmasının sebebini biliyorsunuz, medya ile devam eden bir savaşım var. Onlar yeryüzündeki en haysiyetsiz şeyler.” 

Bizde en küçük bir şey olduğunda hemen açıklama yapan dünyanın önde gelen basın meslek örgütlerinin, Amerikalı medya mensupları için “Yeryüzündeki en haysiyetsiz şeyler” diyen Trump’a tepki göstermemesi tuhaf değil mi?

GÜNÜN SÖZÜ

“Gerçek ne kadar acı olursa olsun, hiçbir şey yalan kadar insanı yaralayamaz.”