MİLLİYET CADDE  –  12 Kasım 2012 Pazartesi  ALİCE

TV8 kulvar değiştirdikten sonra yazdıklarımın, Abiş Hopikoğlu’nu kızdırdığını biliyorum. Neymiş? kanalda program yapmak istemişim, kabul etmemişler, kinlenip, bunları yazmışım. Hopikloğlu, kendisine TV8’de program yapmak için teklifte bulunduğumu ispatlamak zorunda.

Cuma günü 12.10’da cep telefonum çaldı, arayan diziyi yapımcısı Ali Gündoğdu’ydu. “Biliyorsun seni de severim Abiş Bey’i de (TV8’in Genel Müdürü Abiş Hopikoğlu’nu kastediyor). Yarın onun hakkında bir yazı yazmışsın” demesi beni şoke etti.

Milliyet Televizyon piyasaya çıkmadan içindeki yazımdan Hopikoğlu’nun haberdar olması, olacak şey değildi.
22 yıldır Milliyet’teyim, başıma ilk kez böyle bir şey geldi.
Eninde sonunda öğreneceğim o köstebeği.
Gündoğdu, “Sizi ne zaman bir araya getireyim?” deyince, yazı yarın çıkacak, okusun, buna rağmen, “İlle de bir araya gelelim” derse, bir sakıncası yok bence.
Karşılıklı telefonları kapattık.
Birkaç dakika     sonra yine aradı Gündoğdu.

Yazım çıktı, bunlar oldu

Bu kez, “Abiş Bey’le konuştum, ‘O yazı çıkarsa, bende onun hakkında bildiklerimi veririm internet sitelerine’ dedi, demesin mi?
Dedim ki Gündoğdu’ya söyle ona elinden geleni koymasın ardına.
Hopikoğlu’nun “Çıkmasın” dediği ‘Emeğe hiç mi saygınız yok?’ başlıklı yazım çıkınca  bakın ne oldu?
Hopikoğlu, TV8’de program yaptırdığı Sacit Aslan’a hakkımda iftiralarla dolu bir  yazı yazdırdı.
Bununla da yetinmedi.
TV8’in Program Müdürü Hande Ertekin Tümen’in eşi Kubilay Tümen, Fox Haber’de yönetici, ama aynı zamanda bir medya sitesinin de sahibi.
O da Sacit Aslan’ın iftiralarını ‘Ali Eyüboğlu’na şok suçlama’ diye manşet yaparak, görevini yerine getirdi.
Peki neymiş o suçlamalar?
TV8’de 10 yıl basın ve halkla ilişkiler müdürlüğü yapan eşimi, Hopikoğlu işten çıkardığı için intikam yemini etmişim, o yüzden yazmışım bunu.
Eşim TV8’den ayrılalı dört yıl oldu, yeni mi aklım başıma geldi?
Bu kadar mı küçülür insan?
Edep yahu.

TV8 için yazdıklarım ortada

Hopikoğlu’nun yöneticilik yaptığı yıllar içinde Seda Akgül’den Erkan Tan’a, Gökmen Karadağ’dan Murat Özarı-Fikret Engin ikilisine TV8’de program yapan insanlar gerek telefonla, gerekse yayınlarında teşekkür etti bana.
Niye?
Gururlarını okşayan yazılarım için.
Antalya Televizyon Ödülleri’nin jürisinde görev alanlar şahittir; TV8’deki ‘Bay Tahmin’in ödül almasını öneren ve sağlayan insanım.
İntikam yemini etmiş biri bunları yapar mı?

Tehdit işe yaramayınca

TV8 kulvar değiştirdikten sonra yazdıklarımın, Hopikoğlu’nu kızdırdığını biliyorum.
‘İyi televizyon’ sloganını kullanan bir kanalın reyting için ‘Cicişler’i yarışmacı yapmasını eleştirmeyeceğim de neyi eleştireceğim?
Zaman beni haklı çıkardı, Kenya’ya gidince sürekli olay çıkardıkları için mecburen diskalifiye ettiler ‘Cicişler’i.
‘Tropy Türk’ de tutmadı.
‘Telegol’ü de iki kez eleştirmişim 5-10 dakikada bir program bölerek, bölmeyenleri mağdur ettikleri için.
Yazdıklarım yalansa, iftiraysa, yargı orada.
Açın dava.
Yapamıyorlar bunu, yazdıklarımın hepsi gerçek çünkü.
Aynı yazıda Kanaltürk ve Fatih Karaca’ya da eleştiri var, ama onlar ‘mafyavari’ metodlara başvurmadı.
Abiş Bey, tehditle önleyemeyince yazılarımı, başladı iftira kampanyasına.

İddiasını ispat edemeyen…

Neymiş?
TV8’de program yapmak istemişim, kabul etmemişler, kinlenip, bunları yazmışım.
Kuyruklu yalan.
Alçakça bir iftira.
Hopikloğlu, kendisine TV8’de program yapmak için teklifte bulunduğumu ispatlamak zorunda.
İspatlayamazsa, müfteri ilan edeceğim onu.
‘Köstebek’ bulmayı, ‘tetikçi’ tutmayı, gazeteci tehdit etmeyi maharet sayan biri, kendine ‘yalancı şahit’ler tutabilir, iş yaptırdığı yapımcılardan düzmece teklifler alabilir, ama olsun.
Buna rağmen gireceğim     bu riske.
Çünkü kendimden eminim.
Ne Hopikoğlu’na, ne de TV8’den birine yazılı ya da sözlü program teklifinde bulundum.

VAH GiDENE

Geçen hafta Hürriyet’in seri ilanlar sayfasında Dr. Muzaffer Kuşhan’ın, Polonezköy’deki zayıflama merkezinin yeniden hizmete girdiğine dair bir ilan vardı.
İlanı görünce orada ölen     19 yaşındaki Dila Kurt geldi aklıma.Olay sonrası Dila’nın ailesi Dr. Kuşhan hakkında dava açmış, zayıflama merkezi kapatılmıştı.
Merkez açıldı, acaba 2009’da açılan dava ne aşamadaydı?
Tesadüfe bakın ki, o ilandan bir gün sonra dava sonuçlandı.
Kuşhan’a ‘Taksirle ölüme sebebiyet vermek’ten 1 yıl 8 ay     ceza veren mahkeme, cezayı     3 yıl erteledi.
Dr. Kuşhan’ın, Polonezköy’deki zayıflama merkezinin hizmetine kaldığı yerden devam ettiğine dair ilanla, mahkemenin kararının aynı haftaya denk gelmesi, bana ilginç geldi.
Boşuna dememişler “Vah gidene” diye.

GÜNÜN SÖZÜ
Her hangi birinin senden nefret etmesinin asıl nedeni; senin gibi olmak istediği halde asla senin gibi olamayacağını bilmesidir. (Victor Hugo)