MİLLİYET CADDE – 8 EKİM 2013 SALI  –  ALİCE

“Altın Portakal” denince akıllara ilk gelen şeylerden biridir kortej… Festivale gelen ünlülerin üzeri açık otomobiller içinde halkı selamladıkları “ünlüler geçidi”ne bu yıl da ilgi büyüktü…
Uzunca bir süre en arkadan takip ettim korteji… Hayalindeki ünlüleri ciplerin üstünde göremeyince hayal kırıklığı yaşayanlar arasında beni tanıyanlar, “Türkan Şoray’la Fatma Girik niye yok? Gazeteci değil misiniz? Niye getirmediniz onları?”, “Ali Bey, yazın bu rezaleti! Birkaç Yeşilçam yıldızıyla kortej mi olur?” diye laf atmalar başlayınca, indim cipten ve finişe kadar yürüdüm.
Kortejin geçeceği yolun iki yanını ünlüleri yakından görme merakıyla dolduran binlerce insan arasında, “Belediye AK Parti’deyken dünyanın yıldızları geldi Antalya’ya. CHP’li belediyede para yok, hacizlerle boğuşuyor ya, Türkiye’nin yıldızlarını bile getiremedi buraya” diyenlere de rastladım yol boyunca, bana Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ve Murat Boz’un kortejde olup olmadığını sorana da…
Evet; bir zamanlar patlayan her şarkı için bir film patlatmışlıkları olmasına karşın Orhan Gencebay’la Ferdi Tayfur’un asıl işi, müzik…
O yüzden yıllardır da alakaları olmamalarına rağmen Orhan Gencebay’la Ferdi Tayfur’un bir film festivalinin kortejinde beklenmesinin az da olsa bir dayanağı var ama insanların Murat Boz’u niye beklediklerini anlayamadım.
İnsanların, “Sadece Nebahat Çehre, Ahu Tuğba, Sümer Tilmaç, Tanju Gürsu, Ediz Hun gibi birkaç Yeşilçam’ın eski ünlüsü vardı” diye eleştirdiği kortejde bu yıl Altın Portakal’da yarışan filmlerin oyuncuları da vardı.
Ancak yeni kuşak sinemacılar, henüz kendi starlarını yaratamadıkları için kortejde     olmalarına rağmen tanıyan yok onları.
Türk Sineması’nda yeni starlar var da “Altın Portakal” için Antalya’ya gelip, korteje katılmaya nazlanıyor değiller.
“Altın Portakal”ın kortejinde eksiklik olarak görülen “yeni star” meselesi aslında günümüz Türk Sineması’nın en  büyük sorunu…

TÜRKAN ŞORAY’A TRANSFER TEKLiFi

fotoğraf-2“50. Altın Portakal Film Festivali”nde bazen bir, bazen iki filmin galası oluyor gün içinde.
Başkanlığını Türkan Şoray’ın yaptığı jüri de bu galalarda izliyor filmleri…
Saat 14.00’te başlayan filmin gösterimi bitti, 17.00’deki ikinci galaya kadar bir saatlik sürede AKM’nin yan bahçesinde sohbet ediyor jüri…
Bu sohbetlerin birinde Türkan Şoray, bir dönem NTV’de yaptığı “Sinema Benim Aşkım” programına getirdi sözü…
“Sultan”, “Sinema Benim Aşkım”a dair bir olayı anlatırken “50. Altın Portakal”da jüri üyesi ve aynı zamanda CNN Türk’ün Programlar Koordinatörü Aslı Öymen devreye girdi.  O programı çok beğendiğini ve rakip kanalın yöneticisi olarak imrenerek izlediğini söyledi.
Şoray’la Öymen arasındaki sinema programı muhabbeti şöyle bitti:
Öymen, Türkan Şoray’ı ve onun hazırlayıp sunduğu “Sinema Benim Aşkım” gibi bir programı CNN Türk ekranında görmek istediğini söyledi, “Sultan” da “Neden olmasın?” dedi.

CNN TÜRK’TEN VE EŞiNDEN AYRILDI!

pınar-esen-botoksYıllarca CNN Türk’te çalışan ve kanalda uzun bir süredir hafta sonları sohbet programı yapan Pınar Esen, eşinden ve çalıştığı televizyondan ayrıldı.
2005 yılında evlendiği oyuncu Arda Esen’den boşanan televizyoncu önce, “Dünyada güvendiğim tek erkek” dediği babaevine yerleşti.
Sunucu, ardından Esen soyadıyla açtığı sosyal medya hesaplarını kapatıp kızlık soyadı olan Ergüner’ı kullanıp, kendine yeni hesaplar açtı. Pınar Ergüner’deki değişiklikler bu kadarla sınırlı değil. Antalya’da Pınar Ergüner’in hakkında bilgisine başvurduğum CNN Türk’ün Programlar Koordinatörü Aslı Öymen, “NTV’de hafta sonları sohbet programı  yapacakmış. Ayrıca saçlarını da uzatmış” dedi…

GÜNÜN SÖZÜ
“Dinlenen birisini görürsen, otur ona yardım et.”