MİLLİYET CADDE – 10 MAYIS 2013 CUMA  –  ALİCE

Dinç Bilgin’in, ülkede başbakanlık yapmış Mesut Yılmaz’a “Mesut” diye hitap etmesini, bir medya patronunun hükümetlerle ilişkilerini önemsemeyebilirsiniz ama Özdemir Sabancı konusunda söyledikleri yeni ve çarpıcı.
Bu da mı ilgilendirmiyor kimseyi?

Dinç Bilgin’in elinde artık medya gücü olmadığından mı, yoksa 28 Şubat üzerine çok konuşmuş olmasından mı bilmiyorum, son zamanlarda yaptığı çarpıcı itiraflar nedense pek etki yapmıyor kamuoyunda.
Sabah ve ATV’nin eski sahibinin Türkiye’den Fatih Vural’a yaptığı açıklamalar, kamuoyunu ilgilendirmeyecek kadar ‘sıradan şeyler’ mi?
Değil.
Ama nedense Bilgin’in söylediklerine kimse kulak kabartmadı. Oysa o açıklamaların içinde yaşadığımız ülkeyi aslında kimlerin yönettiğine dair o kadar çok ipucu var ki. İşte Dinç Bilgin’in o çarpıcı açıklamalardan bir kısmı: “Refah Partisi’nin iktidara gelmesi tabii ki rahatsız etti bizi. Sadece bizi değil, askeri de. İktidar olmasından da hoşlanmadım. O dönemde Mesut Yılmaz’la Tansu Çiller’i bir araya getirme gayreti vardı. Özdemir Sabancı rahmetli olmadan bir hafta önce, onun odasında toplantı yaptılar. Orada ben de vardım. Mesut’un kardeşi Turgut çağırıldı. ‘Refah Partili bir koalisyona hoş bakmıyoruz. Tansu’yla siz koalisyon yapın’ denildi, işadamlarına has diplomatik bir tonda. Bir hafta sonra da Özdemir öldürüldü.”

“Para solcuları değiştirdi”
“Eski sol kökenli gazeteciler iyi para kazanmaya başlayınca, dünya görüşleri değişiyor. Sınıflarına ihanet ettiler!”
“Etibank, hayatımın en kötü kararı.
O sayede, para kaynaklarına daha ucuza ulaşacağım düşüncesi belirdi. Cavit Çağlar telefon etti. O almıştı ihaleyi. Ortak oldum. Sonra halt ettik!
Cavit Çağlar bakanken, Sabah son derece atılgan bir gazeteydi. Demirel, onu bankalardan sorumlu bakan yaptı, o da kamu bankalarından kendi borç konsolidasyonunu sağladı. Onun üzerine Cavit Bey’e demediğimizi bırakmadık. Kavga başladı. Ben de o sırada yeni teknemi almışım. Çeşme’den denize açılacağım. Yunan Adaları’ndan Akdeniz’e geçeceğim. Heyecan içindeyim. O sırada Başbakan Süleyman Demirel telefonla aradı. ‘Dinç, Cavit’le ilgili yaptığın yayınları kes’ dedi. Ben de ‘Bakın Süleyman Bey, böyle bir olay nerede olsa yazılır’ deyince, ‘Sen çok sinirlisin. Git, bir denize açıl. Sinirin geçsin’ dedi. Gazeteler için bakanlar, başbakanlar o kadar önemli değildi?”
Bilgin’in ülkede başbakanlık yapmış Mesut Yılmaz’a “Mesut” diye hitap etmesini, bir medya patronunun hükümetlerle ilişkilerini ve paranın sol görüşlü gazetecileri nasıl değiştirdiğini önemsemeyebilirsiniz, ama Özdemir Sabancı konusunda söyledikleri yeni ve çarpıcı. Bu da mı ilgilendirmiyor kimseyi?

ALTERNATİF SİNGLE ÖDÜLÜ MÜ?

Pal FM, Müzik Ödülleri’nin üçüncüsünü gerçekleştirdi ve 20 dalda ödül dağıttı.
Bu ödüllerden ikisini anlamadım.
Soner Sarıkabadayı’yı ‘İnsan Sevmez mi?’ adlı çalışması nedeniyle ‘Yılın En İyi Single’ ödülüne layık gören Pal FM, ‘Yılın En İyi Alternatif Single’ ödülünü de Hadise’ye verdi.
Ne demek ‘Alternatif Single’ ödülü?
Hadise’nin yaptığı müzik midir ‘alternatif’ olan yoksa bizzat ‘single’ mı?
Ben anlamadım, anlayan varsa bana da anlatsın.
Hande Yener de, ‘En İyi Sahne Performansı Ödülü’ aldı Pal FM’den.
Hande, sadece sahne performansıyla değil, müzik aşkı ve işine olan bağlılığıyla her zaman ödül hak eden bir şarkıcı.
Amma ve lakin, radyo dediğiniz şey, işitsel bir kitle aracı.
Bir radyonun, tamamen görselliğe dayanan bir alanda ödül vermesini aklım almadı.
‘En İyi Sahne Performansı’ ödülünü bir müzik kanalı verse, eyvallah!
Kusura bakmasınlar ama Pal FM’in ‘Yılın En İyi Alternatif Single’ıyla ‘Yılın En İyi Sahne Performansı’ ödülleri bana biraz ‘gönül alma ödülleri’ gibi geldi.

TATAR ALEMDAR!

Kadir İnanır’ın oynadığı en önemli filmlerden biri olan ‘Tatar Ramazan’ malum, televizyon dizisi oldu.
Her yeni başlayan dizi gibi ‘Tatar Ramazan’ın PR’ı kapsamında başrol oyuncusu Bülent İnal’la ilgili söyleşiler çıkmaya başladı medyada.
Bülent İnal’ın ‘Marie Claire’deki söyleşisi vardı dün Sabah Günaydın’da.
İnal, “Sonunu düşünen kahraman olamaz” dedi, gazete de bunu manşete çekti.
Benim gibi ‘Kurtlar Vadisi’ni izlemiş olanlara çok tanıdık gelmiştir bu söz.
Çünkü ‘Kurtlar Vadisi’nin en ünlü özgün sözlerinden biridir bu.

GÜNÜN SÖZÜ
Onca renk varken, neden kara kara düşünür insan?