MİLLİYET TELEVİZYON – 21 Nisan 2012 Cumartesi  ALİCE

Türkiye’de “dizi sektörü” diye bir şey var mı?
“Var” diye yemin eden de günaha girmez, “yok” diye yemin eden de…
Çünkü ortadaki tablo bu…
Türkiye’de yılda ortalama 60 civarında yerli filmçekiliyor.
Geçen yıla kadar 60 filmin toplam prodüksiyon maliyeti 50 milyon dolardı…
Türkiye’nin dizi geçmişi sinema ile mukayese edilemeyecek kadar yeni…
Yılda ortalama 60 civarında dizi çekiliyor bizde…
Dizilerin yıllık prodüksiyon maliyeti, filmlerin 15, 20 katı…
Türkiye’nin kayda değer bir film ihracatı yok, ama dizi ihracatı var…
Türkiye’nin dizi ihracından yıllık geliri 60 milyon civarında.
Ekonomik büyüklük açısından baktığınızda Türkiye’de “film sektörü” var demek zor, ama dizi dünyasının “dizi sektörü”ne dönüştüğünü, en azından bu yolda yürüdüğünü söylemek mümkün.
Ama buna rağmen birçok konuda hâlâ bir amatörlük ve günübirlik çözümler sözkonusu dizi dünyasında…

Telif Yasası var ama…
Her şeyden önce “telif” konusu hâlâ büyük bir sorun.
Telif Yasası var, ama uygulaması sorunlu.
Dizilere emeği geçenler ne tekrarlardan telif alabiliyor ne de yurtdışı satışlarından.
Çalışma koşulları da öyle…
90 dakikalık sinema filmleri bir – iki ayda çekilirken, aynı uzunluktaki dizi bölümleri her hafta çekilip yayınlanmak durumunda.
İnsanüstü bir çaba gerektiriyor bu da…
Hal böyle olunca bazı dizilerin birkaç başrol oyuncusu dışında çalışan yok medeni ortamlarda.

Dizi çok, plato yok
Dev platolarda kurulan dekorlarda çekilen “Muhteşem Yüzyıl”, “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”, “Yalan Dünya” ve “Çocuklar Duymasın” gibi dizilerin çalışanlarına diğerlerine oranla daha medeni ortamlar sunduğuna dair duyumlarım, “Avrupa Avrupa”nın bu anlamda AB standartını yakaladığına ilişkin gözlemim var.
“Avrupa Avrupa”nın yapım şirketi Mia, Maltepe Üniversitesi’nin Marmara Eğitim Köyü’ndeki Maltepe Üniversitesi Platoları’nı kiralayıp içine sadece dizisinin çekildiği dokuz mekanın dekorunu yaptırmadı. Platonun içinde başrol oyuncularına özel lüks kulisler, başrol oyuncuları ve figüranlar için ayrı ayrı kostüm ve makyaj odaları, yemekhane, figüranlar için bekleme odası bile yaptırdı.

 

Zuhal Topal’a iki oda 


2 bin 500 metrekare kapalı alana sahip Maltepe Üniversitesi Platoları’nın 600 metrekarelik bölümünü “Hayata Dair” ekibi, kalanını ise “Avrupa Avrupa” dizisinin ekibi kullanıyor. Aynı çatı altında iki ayrı odası olan tek isim var ekipte o da Zuhal Topal… Çünkü platonun bir bölümünde haftanın beş günü “Hayata Dair”in sunuculuğunu yapan Zuhal Topal, “Avrupa Avrupa”nın çekimi olduğu zamanlarda ise yan tarafa geçiyor.

 

Masaj koltuğu bile var

“Avrupa Avrupa” dizisinin oyuncularından ikisinin odası diğerlerine oranla farklı. Durul Bazan’la Kadir Çöpdemir’in birlikte paylaştıkları odada istedikleri yemekleri yapabilmeleri için elektrikli ocak da var, Bazan’ın köpeği için ayrılmış özel bir bölüm de… Tarık Ünlüoğlu, evindeki masaj koltuğunu getirip kulisine koydu. Ünlüoğlu kadar masaj koltuğundan yararlanan bir oyuncu daha var. Ünlüoğlu, “Masaj koltuğunu benden çok Ebru (Cündübeyoğlu) kullanıyor” dedi.

 

Her başrol oyuncusuna özel banyolu, klimalı oda

“Avrupa Avrupa”nın çekildiği stüdyoları dizinin yapımcısı Banu Akdeniz’le birlikte dolaştık. Dizinin başrol oyuncuları Ebru Cündübeyoğlu, Zuhal Topal, Tarık Ünlüoğlu’nun ayrı ayrı odaları var. Kadir Çöpdemir ile Durul Bazan aynı odayı paylaşıyor… Dizinin üç genç yıldızı; Selen Seyven, Simge Selçuk ve Zehra Evliya ise aynı odayı kullanıyor. 15 ile 20 metrekare arasında değişen büyüklükteki odalarda tuvalet, banyo, sıcak su, kalorifer, klima, makyaj ve ütü masası, gardırop ile oyuncuların gerektiğinde uzanıp dinlenebileceği koltuklar var.

 

Öğrencilere iş imkânı


Mia, Marmara Üniversitesi’nden kiraladığı platoda sadece “Avrupa Avrupa” dizisini çekmiyor. TRT 1’de hafta içi her gün canlı yayınlanan “Zuhal Topal’la Hayata Dair” programı da Marmara Üniversitesi Platoları’nda yapılıyor. Üniversiteyle aralarındaki protokol uyarınca Mia, Maltepe Üniversitesi’nde sinema televizyon okuyan öğrencilere çektiği dizi ve programda iş – staj imkanı sunuyor.