MİLLİYET CADDE – 7 OCAK 2014 SALI  –  ALİCE

Mahkemede biten MESAM’ın genel kurulu hakkında o kadar çok şey çıktı ki; bu bilgi kirliliğinden nelerin ‘iftira’ nelerin doğru olduğunu anlamak olanaksız.
Doğruyu öğrenmenin tek yolu var bu tür durumlarda, o da taraflara sormak… Ben de öyle yaptım.
Önce MESAM üyesi olarak olaylı genel kurulda divan başkanı ve aynı zamanda MÜYORBİR’in Başkanı Ahmet Koç’la konuştum. İşte Koç’a göre olan biten:
“Dört kez yinelenen oylama sonunda Divan Başkanı oldum. 460 kişinin katıldığı Genel Kurul’un gündeminde tek madde vardı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın zorlamasıyla MESAM’la MSG’nin lisanslama ve telif dağıtımı konusunda yapacakları ortaklık. Yönetim, Genel Kurul’dan yetki almadan bu ortaklığı kurmuş, Beşiktaş’ta     750 metrekare lüks bir ofis tutmuş, dayamış döşemiş ve MSG ile oluşturdukları İcra Kurulu’na huzur hakkı ödemiş. Genel Kurul buna karşı çıktı.
Bakanlık, MESAM yönetimini bir yıl önce ‘Aralık 2012’de Genel Kurul yap, bu iş için üyelerden yetki al’ diye uyardığı halde; bunlar, bu iş için bir yılda 1 milyon lira harcadıktan sonra yaptılar toplantıyı. MSG, bir yıl önce Genel Kurul yapıp, bu iş için üyelerinden yetki aldı, MESAM yönetimi yetki almadan yaptı bütün bunları…
Ayrıca yapılan ortak protokolde MESAM’ın MSG’ye teslim olduğuna dair kanaat vardı üyelerde. Bu yüzden Genel Kurul, MESAM’ın MSG ile yaptığı protokolü reddetti, bu amaçla yapılan harcamaları kabul etmedi ve Yönetim Kurulu’nu azletti.”

ARiF SAĞ’LA AZLEDiLDiĞi MAKAMINDA KONUŞTUM

Ahmet Koç’un “Genel Kurul’ca görevden alındılar” dediği MESAM Başkanı Arif Sağ ile MESAM’ın Şişli’deki merkezinde konuştum.
Arif Sağ, kapısında Yönetim Kurulu Başkanı yazan odada yalnız değildi. Yanında Genel Kurul’un azlettiği Yönetim Kurulu neredeyse tam kadro oradaydı…
İşte Arif Sağ’ın MESAM  Yönetim Kurulu Başkanı olarak anlattıkları:
“Kültür ve Turizm Bakanlığı bize dedi ki, ‘Telif konusundaki mükerrer ödemeleri önlemek için MESAM ve MSG olarak ortak hareket edin.’
Biz de bunun üzerine MSG ile ortak lisanslama, tahsilat ve dağıtım için bir araya geldik. MESAM ve MSG’nin telif dağıtım esasları farklı. MSG ile üç ay üzerinde çalışıp, yeni telif dağıtım yönergesini çıkardık ve bunu onaylatmak için aynı gün, aynı saatte, ama farklı yerlerde Genel Kurul yapma kararı aldık.
MSG üyeleri bunu onayladı, bizim Genel Kurul’da ise Bakanlık Temsilcisi’nin bütün uyarılarına rağmen bu konu görüşülmeden Divan Başkanı’nın keyfi ve hukuka uygun olmayan tavrı yüzünden iş bu hale geldi. Suç duyurusunda bulunduk bunları yapanlar   hakkında.”

“TTNET’LE SÖZLEŞMEYi FESHETTiK, BUNLAR OLDU”

MESAM’da sadece Başkan Arif Sağ’la konuşmadım. Zaman zaman Yönetim Kurulu üyeleri Suat Suna, Metin Karataş, Emre Saltık, Hasan Hüseyin Demirel de konu hakkındaki görüşlerini dile getirdi.
MESAM yöneticilerinin söylediklerinden anladığım o ki; şimdiye kadar aktardıklarım aslında “buz dağı”nın görünen yüzü…
Onlara göre olayların bu noktaya gelmesinin sebeplerinden biri telif dağıtım sisteminin değişecek olması, ikincisi ve en önemlisi MESAM’ın 12.11.2013 tarihinde TTNet’le sözleşmesini feshetmesi…
Peki MESAM’la TTNet arasındaki ilişki neden koptu? İşte MESAM yöneticilerine göre bunun sebebi:
“TTNet, Turkcell’den sonra müziğin en büyük satıcısı… O nedenle TTNet’ten, Turkcell’den aldığımız yıllık telif bedeline yakın bir para istedik, onlar bunu vermeye yanaşmadı. TTNet adına bizimle pazarlığa oturan Avrupa Müzik’in ortağı-ki ortaklardan diğeri daha önce Turkcell’le pazarlık ettiğimizde bu kez yapımcı olarak bizimle birlikte masadaydı-istediğimiz paranın ancak yarısını verebileceklerinde ısrar edince, biz de o zaman eserlerimizi kullanmayın dedik ve ihtarnameyi gönderdik.  O yüzden MESAM yönetimi olarak aldığımız kararlarla menfaatlerini  bozduklarımızın karşı atakları bunlar.”
Okurlarımızdan, “Bu MESAM denen meslek birliği yılda ne kadar telif parası toplayıp dağıtıyor ki; böylesine kavgalar çıkıyor?” diye merak edenler olabilir.
MESAM’ın müzik kullananlardan alıp, eser sahiplerine 2013 yılında dağıttığı para; 30 milyon lira civarında.

GÜNÜN SÖZÜ
“Affetmek geçmişi değiştirmez, ama geleceğin önünü açar.” (Paul Boese)